(İsimler dışında tüm hikaye gerçektir.)

Hale dev gibi bir kadındı, evet evet dev gibi diyorum çünkü 1.75 boyunda ve 140 kilo civarındaydı. Hale hepimizin bildiği bir markanın kurucusu olan ailesi ile birlikte aile şirketlerinde çalışan oldukça da iddialı ve başarılı bir kadındı. Bir arkadaşımın doğum günü partisinde tanıştığım Hale ile kısa zamanda yakınlaşıp arkadaş olduk. Öyle ki; ben, Eda, Ülkü üçlüsü olarak Hale ile kareyi tamamlamıştık.

Dördümüz hafta sonunu iple çeker ve neredeyse her hafta sonu İstanbul’un altını üstüne getirir, çok eğlenirdik. Bizim flörtlerimiz de zaman zaman bize katılırken, Hale genelde yalnız olurdu. Aslında onunla ilgilenen adamlar da olmuyor değildi ama bunu Hale’nin bonkörlüğünü gördükten sonra yapmaları, haliyle Hale’yi tatmin etmiyor ve asla böyle birine prim vermiyordu. Bazen yalnızlıktan şikayet ettiği olurdu ama hangimiz etmiyoruz ki?

Yine bir hafta sonu her zaman olduğu gibi birimizin evinde toplandık dördümüz. Yemekten sonra içkilerimizi yudumlayıp haftanın özetini yaparken Hale ‘Ben dün gece nette bir jigolo ile tanıştım ve bu akşam kulübe onu da davet ettim’ dediğinde, hepimiz kala kaldık. Hale kararlıydı ve yapacak bir şey yoktu, ‘Peki, gelsin ama gözümüz tutmazsa seni bırakmayız’ diyerek konuyu kapattık. Sonrasında durumu düşündüğümde, ‘Hale 60 kiloluk bir hatun olsaydı, biz gülüp geyik yapardık’ diye geçirdim aklımdan… Bizse donup kalmıştık çünkü yadırgamamıştık aslında; sadece ne diyeceğimizi bilememiştik.

Güzel bir yaz gecesiydi. Her zaman gittiğimiz bir mekanın yazlığı açılıyor o gece, harika bir kalabalık var ama bizim heyecanımız bambaşka tabi. Beklenen an geldiğinde hepimizin dibi düştü; nasıl hoş, nasıl yakışıklı bir de cool… Boy, pos, giyim, kuşam sanki film yıldızı… Eda’ya ‘Umarım konuşmayı da biliyordur’ dediğimde; ‘Ne gerek var ki? Konuşmasa da olur’ yanıtını alınca; anladık ki hepimiz bayıldık adama…

O gece çok güzel geçti, gayet hoş ve kibar bir adam… Ayrıca Hale’nin etrafında pervane… Üstelik gittiğimiz her yerde hesapları da o ödedi. Sormadan edemedim tabi ‘Hale ne yaptın adama? Bu durumda bir terslik yok mu? Bütün hesapları jigolo ödüyor’ diye… Hale, ‘Şekerim gecenin sonunda masrafları da ödüyorsun, V.İ.P servis. Böylece hesabı ödeyip evine götürdüğün adam gibi görünmüyor’ dedi. ‘Hah, sayende bu ahir ömrümde bir şey daha öğrenmiş oldum’ dedim içimden 🙂

Gecenin sonunda Hale, yakışıklı jigolo ile aramızdan ayrılırken; hiç birimiz bunun 2 yıl boyunca sürecek bir tuhaf ilişkiye dönüşebileceğini düşünmemiştik. Evet, ünlü ‘Pretty Woman’ filmine dönüşmüştü olay; tek farkı, buradaki güzel bir kadın değil de yakışıklı bir adamdı.

Yaklaşık bir yıl sonra Hale’ye dayanamayıp sormuştum; ‘Etrafında bir çok adam oldu geçmişte, senin maddi imkanlarını kullanmak istediği için yakınlık gösteren… Hiç biriyle ilgilenmedin ama bu adamla bir yıldır birliktesin, ne farkı var?’ diye… Hale; ‘Evet, niyet aynı olabilir ama onlar bunu kurnazlıkla yapmaya çalıştılar. Bu durum ise gayet açıktı ve ortada yapılan bir kurnazlık da yok. Ayrıca ben bir erkek olsaydım; bu durum yine de sorun olur muydu, olmazdı… Ben çok mutluyum’ dediğinde ona hak vermiştim.

Hale ve Uğur hala beraberler. Yazının başında iişkileri 2 yıl sürdü dedim çünkü artık bir aile oldular. Çok sevimli bir kızları oldu ve çok mutlu bir hayatları var. Uğur aile şirketlerinde oldukça başarılı bir kariyer inşa etmeye devam ediyor.

Hala ilk günkü gibi de Hale’nin etrafında pervane…